Bu yazımda bazı ülkeleri (bizim değil tabii ki) yönetenlerin bir planından bahsetmek istiyorum.
Örneğin olmayan bir ülke düşünelim. Adı da Kerizya olsun. Bu ülkede yaşayan herkesin keriz olduğunu varsayalım. Bu ülkede kanunların da mevcut olduğunu, bir anayasa ve demokrasi ile yönetildiğini düşünelim.
Şimdi bu Kerizya ülkesinde KCK (Kerizya ceza kanunu) isimli bir kanun var ve bir de anayasa var. Suçlar ve karşılık gelen cezalar aşağıdaki gibi olsun.
Canavarca hislerle planlayarak adam öldürmek => müebbet hapis
Yolsuzluk ve resmi evraklarda sahtecilik => 10 yıl hapis
Mala zarar verme => 5 ay hapis
Basit yaralama => 3 ay hapis
İfade özgürlüğü => Anayasal hak
Protesto ve gösteri yapma => Anayasal hak
Yukarıdaki tablo neredeyse tüm ülkelere göre mantıklı bir kanun örneği. Fakat başımızda faklı siyasetçiler var diyelim. Bu siyasetçiler, ülkenin yönetim şeklini beğenmiyorlar yada ülkenin sahibi olmak istiyorlar. Bunu bilemiyoruz. Tek bildiğimiz şey ülkenin içinden geçmeyi istedikleri.
Tabi siyasiler bakıyorlar ki Kerizya halkının büyük çoğunluğu halinden memnun. Kendisini iktidara getiren çoğunluğun bile yönetim şeklini değiştirmeye pek gönlü yok. E ne yapacak bu zavallı siyasiler? Onların aileleri zengin olamasın mı? Kendilerini tanrı ve kurtarıcı olarak göremesinler mi? Böyle mağduriyet olur mu?
Derhal toplum mühendisliği kurtarıcı olarak devreye giriyor. Halkı öyle bezdirmek gerekiyor ki bir kurtuluş aransın. Halkın keyfi yerinde olursa düzen değişmez çünkü. Mutlaka halkın perişan olması gerekli. Zaten halk dediğin bir avuç siyasiye hizmet için var. Derhal ekonomi politikaları sıkılaşıyor. İşçi değil patron kollanıyor. Patron önemli. Siyasilerin iktidar olana kadar masraflarını karşılamışlardı. Zenginlik el değiştiriyor. Eski iktidarın yarattığı zenginler tasfiye ediliyor ve yerine yeni zenginler peydah ediliyor.
Sonracığıma kaos ortamı başlatılıyor. Kerizya halkını bir şekilde bölmek lazım. Tüm halk aynı düşüncede olursa iktidara karşı bir alternatifte birleşebilirler. O zaman ayırmak lazım. Mesela tuttukları takımlar, inandıkları dinler, mezhepler, yaşadıkları coğrafya, milliyetleri, sağlak solak olmaları, arabası olan olmayan, evi olan kirada olan gibi. Kerizya halkı da biraz keriz sanki. Şu ana kadar olaya uyanmadılar. Bölünmek için fırsat kolluyor gibiler.
Neyse efendim bu halk bir şekilde parçalara ayrılıyor. Solak olanlar düşman, solak ve ev sahibi olanlar aşağılık, aynı zamanda dere yatağında oturuyorsa ise vatan haini ilan ediliyorlar. Artık siyasilerin yaptığı yolsuzluklar konusunda halk bir araya gelemiyor. Çok güzel. Tam da iktidarın istediği gibi.
Akabinde ceza kanununda oynamaya başlıyorlar. Mesela 10 sene hapis cezası alan bir kişi devlete yük olmasın diye 2.5 sene sonra salınıyor. Evet vatandaşın vergisi çok önemli. 7.5 sene suçluya bakması yerine, dışarı çıktıktan sonra bir iki kişiyi öldürmesi daha kabul edilesi.
Aynı zamanda suça göre ceza vermeden önce, öne bir tanım daha ekleniyor. Mesela suç yolsuzluk ise başına kimin adamı bilgisi ekleniyor. Yani bizimkiler yolsuzluk yapmış, bizden olmayanlar yolsuzluk yapmış. Dolayısı ile cezanın şekli de bu özelliğe göre değişiyor.
Kendilerinden birisi hastane acilinde silah patlatmış. Demek ki rehabilite edilmesi gerekiyor yerine salıveriyorlar. Kendilerinden birisi cinayet işlemiş ve tutuklu kalması gerekiyorsa aynı gece salınıyor. Suç artık cezası olmayan bir şeye dönüşüyor. Cezası olsa bile caydırıcılıktan çok ama çok uzak. Bunun da özellikle medya üzerinden duyurulması çok önemli.
Sonra tabii ki eşkiyalar türemeye başlıyor. Cezaların caydırıcı olmamasından aldıkları cesaretle, önlerine geleni zorbalıyor, cinayet işliyor, her türlü hukuksuzluğun baş aktörü oluyor. İşin içine ceza da girmeyince bu kişiler zengin bile olabiliyor. Ne güzel değil mi? Halk kendi çabaları ile zengin olabiliyor. Kerizya fırsat eşitliği konusunda dünya lideri olmak üzere. Herkes birbirini öldürebiliyor.
Bu olaylar artık rutin haber haline geliyor. Yaralama suçu işleyenler, mala zarar verenler sembolik para cezaları alıyorlar. 3-5 miktar birikmişi olanlar, komşusunun kafasını kırabiliyor. Kerizya dünyanın lider eğlence markası olmaya başlıyor. Sizce de çok eğlenceli değil mi?
Tabi bir zaman sonra bizden olanlar o kadar çoğalıyor ki birbirlerini de öldürüyorlar. Artık kimin kim olduğuna bakılmaksızın herkes birbirine zarar vermeye başlıyor. Kerizya halkı her seferinde daha yaratıcı suçlara imza atabiliyor. Dünya IQ ortalamasında da lider olmak üzereler.
Artık insanlar yoruluyorlar. Çünkü keserin sapı onlara da kaçmaya başlamış. Her ailede bir müşteki var ve suçlular ceza almıyorlar. Artık sesler yükseliyor. İktidar sessizce pusuda. Halk artık adalet istiyor. Tam iktidarın beklediği fırsatlar gelmiş. Halbuki kanunlarda her suça bir ceza var. Sadece uygulanmıyor. Halk Kerizya bu kadar detaylı düşünemiyor. Tek bildikleri idam gelirse ve yönetim değişirse tüm sorunlar bitecek. İktidar hemen propagandaya başlıyor. Aslında şu şekilde yönetilseydik başımıza bunlar gelmeyecekti. İdam olsaydı bu azılı katiller aramızda olmayacaktı falan filan.
Kerizya halkı ise, arada gerçeği gören azınlığa rağmen tam destek verip idamı ve yönetim değişikliğini meclisten geçiriyor. Çünkü bezmişler. Çünkü daha güzel günleri hak ediyorlar. Kerizya halkı yine dünyayı şaşırtmıyor. İsminin hakkını veriyor.
Sonrası yine aynı terane. Yine bizden olanlar idam edilmiyor. Bizden olanlar yolsuzluk yapabiliyor. Bizden olanlar insanları zorbalayabiliyor. Bizden olanlar çeteleşip mala mülke çökebiliyor. Sizden olanlar en ufak hatasında idam ediliyor. Hatta anayasal özgürlüklerini bile yaşayamaz hale gelmişler. Birileri tanrı kral olmuş kimse nasıl olduğunu anlayamamış.
E kanun vardı. Suça ceza veriliyordu. Sadece kanunlar uygulanmıyordu. Neden o kadar çile çekip, yönetim değiştirip, ülkeyi bir grup siyasiye verdi bu halk? Çünkü ülkenin adı Kerizya.
Adres | Miktar |
---|